İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, hakkında açılan bilirkişi davası tekrar gündemde. İmamoğlu ve ekibi, duruşmaya katılmama kararı almış durumda. 2023 yılının en dikkat çeken davalarından biri olan bu dava, Türkiye’nin siyasal arenasında önemli bir tartışma başlatması bekleniyor.
İmamoğlu’nun bilirkişi davası, yaklaşık bir yıl önce İstanbul'daki seçimin ardından başlamıştı. Seçim öncesi ve sonrası yaşanan siyasal çekişmeler bu davanın çokça gündeme gelmesine neden oldu. Avukatları, olayın ciddiyetini ve İmamoğlu’nun yıpranmasını göz önünde bulundurarak duruşmaya katılmama kararı aldı. Bu karar, İmamoğlu’nun duruşmanın ardından alacağı sonuçların siyaset üzerindeki etkilerini sorgulatıyor. Bilirkişi raporlarının hazırlanması aşamasında, duruşmanın olmadığı bir süreçte kamuoyunun görüşlerini şekillendirmek zor olacak. Bu durum, İmamoğlu’nun siyasi açıdan ne kadar etkileneceği konusunda merak uyandırıyor.
İmamoğlu’nun duruşmaya katılmayacak olması, sosyal medya ve yerel basında geniş yankı uyandırdı. Bazı destekçi gruplardan ve siyasetçilerden çeşitli açıklamalar geldi. İmamoğlu’nun sosyal demokrat ve merkez sol bir lider olarak halk nezdindeki imajının bu davayla ne kadar sarsılabileceği tartışılmakta. Seçim döneminde, vermiş olduğu sözlerin ve yanıtsız kalan sorunların, bu davanın seyrini etkileyip etkilemeyeceği ise bilimsel bir değerlendirme gerektiriyor. Halkın bu konuda nasıl bir tepki göstereceği, siyasetin geleceği açısından dikkatle izlenecek bir konu.
İstanbul'daki birçok vatandaş, İmamoğlu’nun duruşmaya katılmaması nedeniyle duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. “Sürecin adil bir şekilde yürütülmesini bekliyoruz” diyen İstanbullular, davanın sona ermesiyle birlikte, İmamoğlu’nun itibarının nasıl etkileneceğini merakla izlediğini belirtiyor. Kimi sosyal medya kullanıcıları ise bu durumu, istikrarın bozulmasına ve İstanbul’un yönetiminde belirsizliklerin artmasına sebep olabileceği yönünde yorumladı.
Tüm bu gelişmeler ve İmamoğlu’nun avukatlarının duruşmaya katılmama kararını vermesi, ilerleyen günlerde hem İstanbul siyaseti hem de genel Türk siyasetindeki dengeleri nasıl etkileyeceği açısından önemli bir başlık olarak kaydedildi. İmamoğlu, cumhuriyet tarihinin en büyük kentsel dönüşüm projelerinin uygulayıcısı olarak, duruşmaların sonucunun halk üzerinde yaratacağı etkinin oldukça fazla olabileceğinin farkında. Yönetim ve kamu içerisinde yaşanacak bu tür olaylar, İmamoğlu'nun stratejik kararlar almasına zemin hazırlamakta ve bu onu daha temkinli davranmaya itebilir.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun bilirkişi davasındaki durumu, sadece onun değil, aynı zamanda İstanbul’un ve Türkiye’nin geleceği ile ilgili birçok sorunun yanıtsız kalmasına yol açabilecek bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu tür siyasi mücadelelerin yargı süreçleriyle nasıl örtüştüğü ve neticelendiği, kamuoyunun gözü önünde devam etmekte ve gelecek yıllarda benzer davaların nasıl yönetileceğine dair önemli ipuçları sunuyor.